+90 553 889 33 03 bakirkoyrenkliultrason@gmail.com
Zeytinlik Mh. Fişekhane Cd. Sporcu Sk. No:1 Kat 2 Bakırköy Çalışma Saatleri

 

Tiroid Kanseri Tedavisi

Tiroid Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?

Tiroid kanserinin tedavisi ile ilgili bilgiler Amerikan Kanser Derneğinde çalışan profesyonel kişilerin fikirleridir. Profesyonellerin deneyimleri temel alınarak bilimsel dergilerdeki makaleler değerlendirilmiştir.

Burada vereceğimiz tedavi bilgileri Amerikan Kanser Derneğinin ya da site sahibinin resmi önerisi değildir veya bu bilgiler kişiye özel kanser tedavisinde konunun uzmanlarının önereceği tedavilere alternatif seçenek ya da öneri olarak düşünmemelidir. Burada amaç sadece amacı size, ailenize, doktorunuza ve çevrenize yardım etmek ve sizlere konu hakkında fikir verebilmektir.

Hekiminiz farklı tedavi önerileri sunabilir. Bu konuda hekiminize mutlaka danışınız ve onunda görüşlerini mutlaka alınız.

Tedavi Kararının Verilmesi

Tiroid kanserinde, kanserin tipi ve evresine göre birden fazla tedavi çeşidi karşımıza çıkmaktadır. Tiroid kanserinin tedavisi bir ekip işidir ve bu ekipte bulunan doktorlar;

Cerrah; Ameliyat yaparak tedavi uygulayan doktor

Endokrinolog;  Salgı bezi hastalıklarının tanısını koyan ve tedavisini üstlenen doktor.

Radyasyon onkoloğu; Yüksek enerjili radyasyonun kullanılması ile kanser hücrelerini öldürmeye yarayan tedaviyi üstlenen doktor.

Medikal onkolog;  kemoterapi ve diğer ilaçları kullanarak kanser tedavisini üstlenen doktor

 

Doktorunuz Tiroid kanseri tanısı ve evrelendirilmesinden sonra sizinle tedavi seçenekleri ve süreci hakkında konuşup bilgi verecektir. Bu tedavi seçeneklerine yeterli zaman ayrılıp değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Seçilen tedavi planında genel sağlık durumunuz, tiroid kanserinin tipi, hangi evrede olduğu göz önünde bulundurulur.

Tedavi seçenekleri;

  • Cerrahi
  • Radyoaktif iyot tedavisi
  • Tiroid hormon tedavisi
  • Radyasyon tedavisi
  • Kemoterapi
  • Hedeflenmiş tedavi (Targeted terapi) şeklinde sıralanabilir.

Yukarıdaki tedavi seçeneklerinden uygun olan iki veya daha fazlası seçilerek tedavi başlatılır. Uzak organ yayılımı (metastaz) yapmadılarsa tiroid kanserlerinin çoğu, kesin olarak tedavisi mümkündür. Tamamen tedavi edilemeyen kanserlerde amaç, kanseri mümkün olduğunca büyümesini ve yayılmasını engellemek, mümkün olan en kısa sürede çıkartmak ve geri dönmesini engellemektir. Bazı durumlarda da tek amaç hastanın ağrısını azaltmak ya da soluk alıp vermesi ve yutkunmasındaki zorlukları hafifletmektir. Bu tür uygulamaya ‘’palyatif’’tedavi denir.

Size önerilen veya uygulanan tedavi yöntemi ile ilgili bir endişeniz varsa mutlaka ikinci bir görüş almakta fayda vardır. Hastalığınız hakkında ikinci bir görüş almak konu hakkında bilgilenmenize endişelerinizden kurtulup güvende hissetmenizi sağlayacaktır. Doktorlar hastalarını bu konuda cesaretlendirmeli ve onları rahatlatmalıdırlar.

Çocuk sahibi olmayı düşünen hastalar tiroid kanseri tedavisi öncesi doktoruyla mutlaka konuşmalı çünkü tedavi çocuk sahibi olma yeteneğinizi etkileyebilir.

Tiroid kanseri tedavi seçenekleri, tiroid kanseri tipi ve evresine göre en sık kullanılan tedavi yaklaşımları aşağıda tanımlanmaktadır.

Tiroid Kanseri Cerrahisi

Hemen hemen tiroid kanserlerinde (anaplastik kanserler hariç) cerrahi ana tedavidir. Fakat kanser İİAB-TİAB ile tanındıysa tüm tiroid bezinin çıkartılması genelde uygulanan tedavi şeklidir.

Lobektomi:

Diferansiye tiroid kanserlerinde(Papiller veya foliküler) eğer kanser küçükse ve tiroid bezi dışına yayılım bulgusu yok ise bu yöntem uygulanmaktadır. Tetkikte TİAB, İİAB belirsiz sonuç verdiyse tiroid kanseri tanısı için de kullanılmaktadır. (Tiroid kanseri tanısı başlıklı yazıya bakınız).

İşlemdeöncelikle boynunuzun ön yüzünde yatay şekilde 5-6 cm lik cerrahi kesi yapılır. Kanserli tiroid lobu, isthmus denilen ve her iki lobu birbirine bağlayan dokuyla beraber alınmaktadır. Eğer bu işlemin yapılması uygunsa avantajı, geride tiroid dokusu bırakıldığından hastanın tiroid hormonu alması gerekmemesidir.

Fakat geride tiroid dokusu bırakılması da,  kanserin tekrarlayıp tekrarlamadığını anlamak için yapılan testlerin sonuçlarının güvenilirlik oranını düşürmektedir. Testlere örnek olarak sintigrafik incelemeler ve tiroglobulin kan testleri verilebilir.

Tiroidektomi

Tüm Tiroid bezinin çıkartılması işlemine tiroidektomi denir. Bu işlem Lobektomi gibi küçük bir cilt kesisi ile başlar.

Bu işlem Tiroid kanseri ameliyatında en sık kullanılan cerrahi yöntemdir. Tiroid bezi tamamen çıkartılırsa bu işlemin  adı total tiroidektomi’dir . Cerrah bazen tüm tiroid bezini almayabilir. Operasyon esnasında tiroid bezinin hemen hemen tamamı alınırsa bu işleme totale yakın tiroidektomi denir, eğer bezin bir kısmı çıkartılırsa buna da subtotal tiroidektomi denir.

Tiroid bezinin bir kısmı çıkartılacaksa (Tiroidektomi) tedavinin tamamında büyük olasılıkla yapılacak olan, radyoaktif iyot tedavisi sonrası her gün tiroid hormonu içeren ilaç alınmasıdır. Tiroidektomi ‘nin lobektomiye göre avantajı, kanseri takip eden doktora radyoaktif iyot tedavisi sonrası kanserin durumun bazı testleri kullanma şansı vermesidir.

Lenf bezlerinin çıkartılması

Kanser tiroid bezine yakın lenf nodlarına yayılmış ise aynı ameliyat esnasında bu lenf bezleri de alınır özellikle medüller tiroid kanseri ve cerrahi tedavi seçeneğinin kullanılacağı anaplastik kanser olgularında önem teşkil eder.

Papiller ve foliküler tiroid kanserlerinde, kanserli hücre taşıması muhtemel 1-2 adet lenf nodu beklentisi olduğundan büyümüş lenf nodları bazen alınabilir. Kalan az miktarda kanser hücresi de radyoaktif iyot tedavisiyle temizlenir. Tiroid bezi yakın komşuluğunda bulunan lenf nodları sıklıkla çıkartılıp alınmaktadır. Buna  ‘santral boyun diseksiyonu’ denilmektedir. Boyunda yer alan lenf bezlerinin de çıkartılmasına  ‘modifiye radikal boyun diseksiyonu’ denilmektedir.

Cerrahi tedavinin riskleri ve yan etkileri

Tiroid ameliyatı olan hastalar işlemden yirmi dört saat sonra hastaneden taburcu olabilirler. Cerrahi işlemler başarılı bir hekim tarafından yapılırsa oluşabilecek yan etkilerin meydana gelmesi azalır.

Tiroid ameliyatının komplikasyonları (beklenmeyen, istenmeyen yan etkiler);

  • Hastanın sesinde geçici veya kalıcı oluşabilecek kısılma veya boğuklaşma. Bunun sebebi larinks (adem elması)veya nefes borusunun operasyon esnasında kullanılan endotrakeal tüp(nefes borusuna takılan plastik boru) sebebiyle tahriş olmasıdır. Diğer bir sebepte larinks ya da ses tellerine giden sinirlerin ameliyat esnasında zarar görmesi de olabilir. Bu nedenle ameliyat öncesinde hastanın ses tellerinin kapasitesi muayene edilmelidir
  • Hastanın Paratiroid bezlerinin zarar görmesi. Paratiroid bezleri tiroid bezine çok yakın olan, kan kalsiyum seviyesini düzenleye yarayan hormonları salgılayan bezdir. Bu bezlerin zarar görmesi kan kalsiyum seviyesinde düşemeye bağlı kas spazmlarına ve karıncalanmaya sebep olur.
  • Hastanın Boyunda ciddi kanama ve kan pıhtısı oluşması.(Hematom)
  • Hastanın ameliyat bölgesinde enfeksiyon.

Operasyon sonrası boyun bölgesinde ince yatay bir çizgi şeklinde yara izi meydana gelecektir bu iz zamanla kaybolacak fark edilemeyecek kadar düzelecektir.

Operasyon esnasında Tiroid bezinin tümü ya da çoğunluğu alınırsa günlük tiroid hormonu ihtiyacınızın karşılanabilmesi için ağız yoluyla hap kullanılması gerekir. Total veya totale yakın tiroidektomi operasyonu geçiren tüm hastalar bu ilaç tedavisini kullanmak zorundadır.

Tiroid kanserinde radyoaktif iyot tedavisi

Vücudumuzda buluna iyot moleküllerinin hemen hemen tamamını tiroid bezi emer. Radyoaktif iyot tedavisinde verilen iyot (RAI)-I-131 olarak da bilinir. Hastaya damardan ya da hap içerisinde ağızdan verildiği zaman tiroid hücreleri içerisinde birikir. Radyoaktif  iyot (RAI)- I-131 in etrafına yaydığı radyasyon, emilimin olduğu tüm tiroid hücrelerini, kanserli hücreler de dahil olmak üzere yok eder. Tedavi amaçlı alınan radyasyon vücudun diğer kesimlerini çok az etkiler. Tiroid kanserinde tedavi amaçlı kullanılan I-131 in yol açtığı radyasyon miktarı, tanı amaçlı kullanılan I-123 ün yol açtığı radyasyondan çok daha yüksektir.

Hastalarda bu tedavi, cerrahi yöntem ile çıkartılamamış tiroid dokularının ortadan kaldırılması amacıyla kullanılabildiği gibi, lenf nodlarına veya başka alanlara yayılmış tiroid kanserlerin tedavisinde de uygulanmaktadır.

Boyundaki  lenf nodlarına ya da diğer bölgelere yayılmış olan papiller ve foliküler tiroid kanserlerinde (diferansiye tiroid kanserleri) radyoaktif iyot tedavisi, sağ kalım süresini belirgin olarak arttırdığı için bu tip klinik vakalarda standart tedavide yer almaktadır. Diferansiye tiroid kanserlerinde yani yayılım göstermemiş küçük tiroid kanserlerinde dokunun tümü çıkartılabildiği için bu tip bir tedavinin faydalı olduğu kanıtlanamamıştır. Hasta, doktoru ile radyoaktif iyot tedavisinin faydaları ve zararları hakkında konuşup bilgi almalıdır. Anaplastik ve medüller tiroid kanserlerinde kanser hücreleri iyot tutmadığından dolayı radyoaktif iyot tedavisi kullanılmaz

Hastanın radyoaktif iyot tedavisinden en üst düzeyde fayda görebilmek için klan TSH seviyelerinin olabildiğince yüksek olması gerekmektedir. Tiroid hücrelerinin iyot tutması için Tiroid stimulan hormon ya da tirotropin denilen madde verilir. Cerrahi işlem ile tiroid bezi tümüyle çıkartıldıysa TSH seviyelerini yükseltmek için tiroid hormon haplarından birkaç hafta kullanılmalıdır bunun sebebi, tiroid hormon seviyeleri oldukça düşerek hipotiroidizm denilen durum oluşmakta ve sonuç olarak da hipofiz bezinden TSH adı verilen hormon salgılanmaktadır. yorgunluk, depresyon, kilo alma, kas ağrıları ve konsantrasyon azalması gibi yan etkileri gözlenebilir. Ayrıca TSH seviyesinin yükseltilmesinin bir diğer yolu Thyrogen adı verilen tirotropin hormonu preparatının enjekte edilmesidir. Bu sayede tiroid hormon seviyelerinin uzun süre gereksiz yere düşük seviyelere çekilmesine gerek duyulmayacaktır.

Yan etkiler ve riskler

Yapılan radyoaktif iyot tedavisi sonrasında vücudunuzdan belirli bir süre radyasyon yayılacaktır. Hastanın aldığı radyokatif iyot miktarına ve nerede yapıldığına bağlı olarak, hastanede izole odada yatacağınız süre değişmek, bazen de hastalar hastanede kalması gerekmeyebilir. Radyoaktif Tedavi sonrası hastanın eve gitmesine izin verildikten sonra çevresindekileri radyasyondan korumak için yapması gerekenler anlatılarak bilgilendirilir. Hastanın nelere ne kadar süreyle dikkat etmeniz gerektiğini çok iyi anlaması gerekir.

Radyoaktif iyot tedavisinin kısa süreli yan etkileri;

  • Boyunda gerginlik ve şişme
  • Mide bulantısı ve kusma
  • Tükürük bezlerinde gerginlik ve şişme
  • Ağız kuruluğu
  • Damak tadında değişiklikler

Hastanın sakız çiğnemesi veya sert bir şeker emmesi tükürük bezi sorunlarına yardımcı olabilir. Radyoaktif iyot tedavisi bazı hastalarda gözyaşı oluşumunu azaltarak gözlerde kurumaya neden olabilir. Eğer kontakt lens kullanıyorsanız doktorunuzdan ne kadar süreyle lens kullanmamanız gerektiğinin bilgisini alınız.

Erkek hastalarda radyoaktif iyot tedavisinde yüksek miktarda doz alındığı için sperm sayısında düşmeye ve ender olarak kısırlığa neden olabilir. Kadınlarda da radyoaktif iyot yumurtalıklarını etkileyebilmekte arıca adat düzensizliğine de sebep olmaktadır. Çoğunlukla radyoaktif iyot tedavisinden sonraki 6 ay -1 yıl sürede gebe kalınmamasını hekim tarafından önerilir. Daha önce radyoaktif iyot tedavisi alanlardan doğan çocuklarda her hangi bir yan etki gözlenmemiştir. Lösemi riskinde çok hafif bir artış söz konusudur. Ancak yapılan geniş kapsamlı çalışmalarda bu yan etkinin oldukça ender olduğu görülmüş ve bazı çalışmalar risk artışı olmadığı belirlenmiştir.

Radyoaktif iyot tedavisinin olası riskleri ve faydaları hakkında doktor ile mutlaka konuşmalı bilgi edinilmelidir.

Tiroid Hormon Tedavisi

Tiroid hormonu haplarının alınmasının iki sebebi:

-Metabolizmanın normal çalışmasına yardım etmek(ameliyata bağlı tiroid hormon yokluğunu engelleyerek)

– işlem sonrası geride kalmış olabilecek kanser hücrelerinin büyümesini önlemek.

Vücut Tiroidektomi sonrası ihtiyacı olan tiroid hormonunu artık üretemez ve bu sebeple hastalar tiroid hormon haplarını (levotiroksin) günlük olarak alarak tiroid hormonu eksikliğini tamamlamaya çalışır.

Bazı tiroid kanserlerinin tekrarının önlenmesine günlük alınan troid hormonunun önemi büyüktür. Tiroit bezi fonksiyonları hipofiz bezi tarafından düzenlenmektedir ve hipofiz bezinde TSH adı verilen bir hormon üretilir. TSH tiroid bezini uyararak hormon yapımını sağlar aynı zamanda tiroid bezi hücrelerinin ve olasılıkla tiroid kanser hücrelerinin de büyümesini teşvik eder.

Sonuç olarak kandaki TSH seviyeleri yine kandaki tiroid hormonu seviyesi ile ilgilidir. TSH, tiroid hormonu seviyesi düşük ise daha çok salgılanmaktadır veya tiroid hormonu yüksek ise daha az TSH salgılanmaktadır..

 İhtiyaçtan biraz fazla tiroid hormonu vermek TSH seviyelerinin çok alt seviyelere düşmesine neden olmaktadır bu da geride kalmış olabilecek herhangi tiroid kanseri hücrelerinin büyümesini yavaşlatmakta ve özellikle yüksek riskli kanserlerin geri dönme ihtimalini büyük oranda azaltmaktadır.

Olası Yan Etkiler

Normal dozun üzerinde tiroid hormonu almanın az da olsa kısa vadeli yan etkileri var gibi görünmekle birlikte bazı hekimler, uzun süreli yüksek doz tiroid hormonu almak konusunda endişelerini dile getirmekteler. Çünkü yüksek doz tiroid hormonu almak, hızlı ve düzensiz kalp atışına ve kemik erimesine (osteoporosis) neden olabilir. Bu sebeplerden dolayı yüksek doz tiroid hormonu tedavisi diferansiye tiroid kanseri olup da kanserin geri gelme ihtimali yüksek olan hasta popülasyonuna ayrılmalıdır.

Tiroid Kanserinde Radyoterapi

Tiroid kanserinde radyoterapi yüksek enerjili ışınlar (partiküller) kullanılarak kanser hücrelerinin ölmesi veya büyümelerinin yavaşlatmak amacıyla yapılır. Bu yöntem genellikle iyot tutulumu olan, iyi diferensiye tiroid kanserlerinin tedavisinde kullanılır. Bu tip kanserler radyoaktif iyot tedavisi ile daha iyi tedavi edilebilmektedir. Genellikle anaplastik kanserlerin ve medüller tiroid kanseri tedavisinde yardımcı olarak uygulanmaktadır.

Kanser hücreleri iyot tutmayarak tiroid dışına yayılım yaptıysa radyoterapi uygulanarak kanserin tedavisi yapılır ve tekrarlanmaması sağlanır. Bu yöntemde, kanser radyoaktif iyot tedavisine cevap vermediyse, radyoterapi lokal boyun nükslerinin ya da ağrı veya uzak yayılımların tedavisinde kullanılabilir.

Tedavi başlamadan önce radyoterapi ekibi dikkatli ölçümler yaparak radyoterapi dozunu ve uygulanacak açıyı belirleyecektir. Uygulama ağrısızdır ve normal bir röntgen filmi çektirmekten farksızdır. Radyoterapi birkaç hafta süreyle haftada 5 gün olarak uygulanır. Her bir seans sadece birkaç dakika sürmektedir.

Olası Yan Etkiler:

Radyoterapinin ana yan etkisi uygulanan radyasyonun kanser hücreleriyle birlikte komşu normal sağlıklı hücreleri de öldürmesine sebep olmasıdır. Güneş yanığına benzeyen deri değişiklikleri görülebilir bu durum geçicidir zamanla kaybolur. Ses kısıklığı yutma güçlüğü, ağız kuruması ve bitkinlik radyoterapinin olası yan etkileri arasındadır.

 Bu yan etkileri azaltmak için radyoterapinin tam olarak gereken dozu ve ışının tam olarak nereye uygulanacağını çok iyi hesaplamalıdır.

Tiroid Kanserinde Kemoterapi

Kemoterapi sistemik bir tedavidir(Bütün vücudu etkileyen). Kemoterapi tedavisinde kansere karşı kullanılan ilaçlar toplardamar ya da kas içine iğne ile verilir ya da ağızdan alınır. Verilen ilaçlar dolaşım sistemine katılarak kanser hücrelerini yok eder. Bu yöntem tiroid tiroid kanserlerinin çoğunda faydalı olmaktadır. Çoğunlukta tiroid kanseri vakalarının kemoterapiye ihtiyaç duyulmamaktadır.  Kemoterapi, anaplasitk tiroid kanserinde radyoterapi ile birlikte kullanılabilir veya ilerlemiş, diğer tedavilere cevap vermeyen diğer tiroid kanserlerinde uygulanılmaktadır.

Olası Yan Etkiler

Kemoterapide kullanılan ilaçlar hızlı bölünen hücrelere saldırdığı için kanser hücreleri öldürebilmektedir bu nedenle vücudumuzda ki bazı hücreler-kemik iliği hücreleri, ağız içini bağırsakları döşeyen hücreler, saç kökleri- de hızlı bölündükleri için, bu hücreler de kemoterapi tedavisinde etkilenmekte ve yan etkileriler gözlenmektedir.

Tedavinin yan etikleri, ne süreyle hangi ilacın kullanıldığına bağlı olarak değişmektedir. Sık karşılaşılan yan etkileri ise;

  • Saç dökülmesi
  • Ağız içi yaralar
  • İştah kaybı
  • Mide bulantısı ve kusma
  • İshal
  • Beyaz kan hücrelerinde azalmaya bağlı enfeksiyonlara yatkınlık
  • Azalmış trombositlere bağlı kolayca meydana gelen doku yaralanmaları ve kanamalar.
  • Kırmızı kan hücrelerinin azalmasına bağlı bitkinlik.

Kemoterapide bu yan etkiler genelde kısa sürelidir tedaviden sonra görülmez. Bu etkileri azaltmak için de bazı yollar önerilir, mide bulantısı ve kusmayı önlemek için ilaçlar alınabilir.

Özel takip gerektiren yan etkilerde görülebilir. Örneğin;’’ doxorubicin’’ tiroid kanserlerinde en sık kullanılan ilaçlardan birisidir kalbi etkileyerek şikayetler oluşturabilir bu nedenle doxorubicin alan hastalar düzenli olarak elektrokardiyogram gibi kalp testleri ile rutin olarak kontrol edilmelidir.

Tiroid Kanserine Özel Tedaviler

 Yapılan araştırmalarda, hücrelerin içinde meydana gelen ve o hücrenin kanser hücresi olmasına neden olan sebepleri ortadan kaldırmayı amaçlayan yeni ilaç türleri geliştirmeye başlanmıştır. Bu yeni nesil ilaçlar standart kemoterapi ilaçlarından farklı olarak hızla bölünen tüm hücrelere değil sadece kanser hücresindeki belirlenen hedefe etki etmesi amaçlanmıştır.

Medüller Tiroid Kanseri’ne özel tedavi

Kanser üzerinde çalışan araştırmacılar özellikle, medüller tiroid kanserinde kullanılmak üzere özel ilaçlar bulmaya çalışmışlardır. Bunun sebebi radyoaktif iyot tedavisi medüller tiroid kanserinde kullanılamamaktadır.

İleri medüller tiroid kanseri olgularında kullanılan Vandetanib (Caprelsa) bu tip bir ilaçtır ve günde bir kez hap şeklinde alınır. Bu ilaç kanserin büyümesini ortalama 6 ay süreyle durdurmakta ama kanser hastalarının beklenen yaşamlarına etkisi henüz belirlenmemiştir. Kullanılan Vandetanib’ in bazı sık yan etkileri, döküntü, ishal, baş ağrısı, mide bulantısı, tat almada azalma karın ağrısı, tansiyon yükselmesi,  bitkinliktir. Bazen çok sık olmamakla birlikte kalp ritminde ciddi sorunlara ve ölümle sonuçlanabilecek ciddi enfeksiyonlara sebep olmaktadır. Söz  konusu  yan etkisinden dolayı bu ilacı reçete edecek doktorların konuyla ilgili özel eğitim almaları gerekmektedir.

Diğer bir özel ilaç da modüler tiroid kanserinde kullanılan Cabozantinib(Cometriq) dir. Çalışmalarda basit bir şeker alan hastalarla karşılaştırma yapılmış ve bu ilacı günde bir kez alanlarda kanserin 7 ay süreyle büyümeden durduğu ispatlanmıştır. Hastaların beklenen yaşam süresine etkisi henüz bilinmemektedir.

En sık görülen yan etkileri; kabızlık, karın ağrısı, ishal, bulantı, iştah azalması, kilo kaybı, bitkinlik ağız kuruluğu,  bulantı, yüksek tansiyon, saç renginde açılma el ve ayaklarda kızarıklık, ağrı ve şişme dir.cok sık görülmemekle birlikte bu ilaç sindirim sisteminde kanamalara ve delinmelere neden olabilir.

 Umut vaat eden medüller tiroid kanserinde kullanılan birkaç ilaç daha bulunmaktadır. Bunlar  sunitinib(Sutent), Sorafenib(Nexavar) dır. Cabozantinib ve vandetanib etki etmezse doktorunuz bu ilaçları kullanmak isteyebilir.

Papiller ve Foliküler tiroid kanserine özel ilaçlar

Bu kanserlerin çoğu cerrahi ve radyoaktif iyot tedavisiyle büyük oranda tedavi edilebilmekte.Bu tedavilerin etkili olamadığı ender kanserlerde sorafenib, sunitinib, pazopanib(Vatrient) ve vandetanib umut vericidir ve yardımcı olabilir. Fakat bu tip ilaçlara çok fazla ihtiyaç duyulmamaktadır.

Tiroid Kanserinde Klinik Deneyler

Klinik deneyler, gönüllü hastalarla yapılan kontrollü araştırma çalışmalarıdır. Umut vaat eden yeni tedavi yöntemlerine daha dikkatle ve yakından bakmak için düzenlenirler.

Kanser olduğunuzu öğrendiğinizden çeşitli tedavi yöntemleri ve buna benzer birçok konuda karar vermek zorunda kalmışsınızdır. Bu süreçte vereceğiniz en önemli karar hangi tedavinin sizin için en doğru olacağıdır. Kanser tipine yönelik bazı klinik deneylerin yapılmakta olduğunu duymuş olabilirsiniz veya doktorunuz böyle bir deneyden söz etmiş olabilir. Klinik deneyler en gelişmiş kanser tedavisi yöntemlerini denemenin bir yoludur ve her hasta için uygun olamayabilir.

Tiroid Kanserinde Tamamlayıcı ve Alternatif Tedaviler

Kanser olduğunuzu öğrendiğinizde internet gruplarından arkadaşlarınızdan ve hatta aile bireylerinizden size kanseri tedavi ettiği veya kanser şikayetlerini azalttığı  söylenen başka yöntemlerde duyacaksınız. Bahsedilen yöntemler vitaminler, bitkisel ilaçlar, özel diyetler, akupunktur ya da özel masajlardır.

Tamamlayıcı ve Alternatif Tedavi Ne Demektir?

Bu terimler doğru anlamda kullanılmadığı için bu konuda tam bilgi edinilememektedir. Öncelikle tanımları yapmak gerekirse, tamamlayıcı tedavi; normal tedavinize ek olarak kullanılan tedavilerdir. Alternatif tedavi ise medikal tedavi yerine kullanılan tedavi yöntemleridir.

Tamamlayıcı Yöntemler: genellikle bu tedavi türü çoğu kanser tedavisi için önerilmez, daha çok sizin daha iyi hissetmenize yardımcı olurlar. Tamamlayıcı tedavilerin bazıları; stresi azaltmak için meditasyon yapmak, ağrıyı azaltmak için akupunktur yaptırmak, mide bulantısını azaltmak için nane çayı içmektir. Bu uygulamalardan bazılarının yardımcı olduğu bilinmekte ise de, bazıları henüz faydalı olup olmadığı bilinmemektedir. Hatta bazılarının zararlı olduğu bile gözlenmiştir.

Alternatif Tedaviler: Devam eden tedavinizin yerine önerilebilmektedir. Yapılan klinik deneylerle güvenli ve etkili oldukları ispatlanmıştır. Yalnız bu yöntemlerin bazıları tehlikeli olabilir hatta hayatı tehdit edici yan etkilere neden olabilir. Ayrıca tıbbi tedavinin gecikmesi veya ara verilmesi kanserin daha çok yayılmasına ve tedavinin faydalarının azalmasına sebep olabilir.

Seçim Sizin

 Tedaviniz hangi yolla yapılacağı size kalmış bir karardır. Tercihiniz doğrultusunda standart dışı bir tedavi kullanmak isterseniz tedavi hakkında her şeyi öğrenmeli ve doktorunuzla bu konu hakkında konuşmalı bilgi almalısınız. Edineceğiniz bilgi doktorunuz tarafından da destek görürseniz uygulanacak tedaviyi güvenle devam etmenizi ve zararlı yöntemlerden korunmanızı sağlar.

Tiroid kanserinde tipe ve evreye göre tedavi;

   Size önerilecek tedavi, sizin genel sağlık durumunuza ve kanserin tipi ve evresine göre değişiklik gösterecektir. Aşağıda kanser tip ve evreleri için sıklıkla kullanılan tedavi yöntemlerinden bahsedilecektir. Hekiminiz daha farklı bir tedavi yöntemi önerebilir ve bu konuda sorularınız olursa doktorunuza sormaktan çekinmeyiniz.

Papiller karsinom ve varyasyonları

Evre I ve II: Bu evrede kanserler cerrahi yöntem ile tedavi edilir. Genellikle bu total tiroidektomi olarak yapılsa da bazen lobektomi (tiroid bezinin etkilenmiş bölümünün çıkarılması) de tercih edilebilir. Radyoaktif iyot tedavisi total tiroidektomi sonrası bazen kullanılsa da, sadece cerrahi ile yapılan tedavi yüksek oranda başarı gösterir. Kanser tekrar ederse radyoaktif iyot tedavisi tekrar yinelenebilir.

Total tiroidektomi sonrası hastalar günlük tiroid hormon hapı (Levothyroxin) almak durumundadırlar. Eğer radyoaktif iyot tedavisi planlanıyorsa, bu tedavi ameliyattan sonra 6 hafta kadar ertelenerek planlanacaktır.

 Santral boyun diseksiyonunu( tiroide komşu lenf nodlarının da çıkartılması) ek olarak hekimler tarafından önerilir. Ameliyat  sonrası sağ kalım süresine etkisi tam olarak bilinmesede, boyundaki lenf bezleri çıkartıldığı için kanserin bu bölgedeki yenileme ihtimali ortadan kalkmaktadır, ayrıca bu sayede evreleme çok daha iyi yapılabilmektedir.

Evre III ve IV:  Çoğu hastalara total tiroidektomi ya da totale yakın tiroidektomi ameliyatı uygulanır ve komşu lenf bezleri de alınır (santral boyun diseksiyonu). Lenf bezlerinin alınması kanser sonrası sağ kalım süresine etkisi netlik kazanmamış olsa da tekrarlamaması büyük olasılıktır. Hastada kanser diğer lenf nodlarına da sıçramışsa modifiye santral boyun diseksiyonu(lenf nodlarının daha geniş bir şekilde çıkartılması) yapılmaktadır.

Cerrahi işlem sonrası radyoaktif iyot tedavisi daima kullanılır. Bu sayede boyun bölgesinde ya da vücudun başka yerlerinde olabilecek kanser hücreleri de yok etmiş olacaktır. Vücudun başka yerlerine sıçramış metastazlara radyasyon tedavisi, hedeflenmiş tedavi veya radyoaktif iyot tedavisi yapılır eğer cevap vermezse kemoterapi ile tedaviye devam edilir.

Radyoaktif iyot tedavisi sonrası tiroid hormon tedavisi eklenir.

Nüks Kanser: ilk tedavi sonrası tekrar eden kanserin nerede yeniden başladığı çok önemlidir. Nüks kan testleriyle ya da sintigrafiyle belirlenenbilir.

Yeri, belirlenen kanser cerrahi olarak çıkartılabilecek durumda ise ameliyat yapılır. Çekilen sintigrafide iyot tutulumu gösteriyorsa radyoaktif iyot tedavisi tek başına ya da cerrahiye ek olarak uygulanır. Yalnız kanser kendini sintigrafide gösterilemeyip, PET ya da MR da gösterilebildiyse radyoterapi uygulanır.

 Kanser eğer birden çok yere yayıldıysa radyoaktif iyot ya da diğer tedaviler fayda etmediyse kemoterapi denenebilir. Daha etkili ilaçların bulunması için çalışmalar devam etmektedir. Bu tür kanserlerin tedavisi zor olduğu için varsa klinik deneylerde yer almak diğer bir seçenek olarak değerlendirilebilir.

Foliküler ve Hurthle hücreli kanser

Tüm Evreler:  Foliküler ve hurthle hücreli Tiroid kanserlerinde önerilen tedavi total ya da totale yakın tiroidektomidir.  Fakat çok erken evrelerde lobektomi yapılabilir.

 Bu yöntem yani tiroidektomi, radyoaktif iyot tedavisinin etkisini artırmaktadır. Tedavide, papiller kanserlerde olduğu gibi lenf nodları çıkartılır ve incelenir. Kanser lenf nodlarına yayılmışsa santral veya modifiye boyun diseksiyonu yapılır. Hastanın tiroid bezi tümüyle çıkartıldığı için uygun zamanda tiroid hormon tedavisine başlatılması gerekmektedir.

Cerrahi işlem sonrası sintigrafi incelemesiyle geride kalmış tiroid dokuları aranır. İncelemede komşu lenf nodlarına ya da uzak bölgelere yayılım varsa radyoaktif iyot tedavisi uygulanır. Kanser İyot tutmayan türden ise radyoterapi ile tümörün büyümesi engellenir veya tümör tümüyle çıkartılır.

 Kemoterapi, kanser eğer birden çok yere yayıldıysa ve radyoaktif iyot veya diğer tedaviler fayda etmediyse kullanılabilir. Çalışmalar devam etmekte ve etkili ilaçların bulunması için çalışmalar sürmektedir. Bu kanserlerin tedavisi zor olduğu için klinik deneylerde yer almak diğer bir tedavi alternatifi olarak düşünülebilinir.

Nüks Kanser: Papiller tiroid kanseriyle aynıdır.

Medüller Tiroid Kanseri

MEN II Sendromunda görülen diğer tümör-kanser tipleri, medüller tiroid kanseri tanısı alan hastalarda da araştırılması şiddetle önerilmektedir. Bu tümörler feokromasitoma ve paratiroid kanseridir. Feokromasitoma için araştırma yapmak çok önemtaşımaktadır. Çünkü hastada feokromasitoma var ise genel anestezi ve ameliyat çok risklidir. Eğer ameliyat öncesi bu tümörün varlığı bilinirse risk ortadan kaldırılmaya çalışılır uygun ilaç uygulanır.  Detaylı bilgi için ‘Tiroid Kanseri Risk Faktörleri’ başlıklı yazıya bakabilirsiniz.

Evre I ve II:  Total tiroidektomi ameliyatı medüller tiroid kanserinde ana tedavi yöntemidir. Sıklıkla tam tedavi için yeterli görülür. Bu işlemde komşu lenf nodları da sıklıkla çıkartılır ( santral ya da modifiye boyun diseksiyonu) Tiroid bezi tamamen alındığı için cerrahi sonrası tiroid hormon tedavisi uygulanır. Hormon tedavisinin amacı kişini ihtiyacı olan tiroid hormonun yerine konması ve kanserin yenilemesi riskini düşürmektir.

Radyoaktif iyot tutulumu medüller tiroid kanserinde gerçekleşmediğinden bu tedavi düşünülmez ama geride kalan tiroid hücrelerini yok etmek için bir kereye mahsus verilebilir. Çünkü tiroid dokusu içinde kanser hücreleri varsa bu onları ortadan kaldıracaktır.

Evre III ve IV: MEN II için tarama yapılmalı ve tiroid tedavisine başlanmalıdır, tıpkı evre 1 ve II deki gibi ameliyat yapılır. Tümör yaygın ve komşu dokulara sıçradıysa veya tümüyle çıkartılmadıysa kanserin tekrar oluşmaması için radyoterapi uygulanrı.

Vücuda yayılım yapmış kanserlerde, cerrahi, radyoterapi ya da benzeri tedaviler yapılır. Tedaviler  fayda etmez veya tercih edilmez ise vandetanib(Caprelsa), cabozantinib(Cometriq) ya da diğer ilaçlar kullanılabilir.

Nüks Kanser: Tedavi edimiş kanser eğer boyunda veya başka bir yerde tekrar başlarsa, cerrahi, radyoterapi, hedeflenmiş tedavi ya da kemoterapiye ihtiyaç duyulabilir ve tedavi bu şekilde devam edebilir. Bilinen tedaviler fayda etmezse klinik deneyler denenilebilinir.

Medüller tiroid kanserinde genetik testler: Medüller tiroid kanserine yakalanan ailede ilk bile olsanız hekiminizden genetik danışma ve testler hakkında bilgi edininiz. Ailesel medüller tiroid kanseri ve MEN 2 sendromu tanısı, genetik testler ile RET geninde mutasyon saptanarak konabilir.

Bu durum sizde saptandıysa yani mutasyon sizde varsa birnci derece akrabaların da test edilmesi önemli bir husustur. Mutasyona sahip tüm çocuk ve erişkinlerin yaşamlarının bir döneminde medüller tiroid kanseri görülecektir. Bu konuda uzmanlar mutasyona sahip kişilerin tiroid bezlerinin ilk fırsatta aldırmasını önermektedir. Çocuklar da dahildir.  RET gen mutasyonuna sahip bireylerde total tiroidektomi kanserden korunmayı sağlamaktadır. ameliyatın sonucu olarak ömür boyu tiroid hormonu almak zorunda kalacaklardır.

Anaplastik Karsinoma

Bu tür tanısı olanlara da sııklıkla  geniş yayılım görüldüğü için cerrahi  bir seçenektir.çok sık olmasada  kanser sadece tiroid çevresine sınırlı ise, total tiroidektomi ve boyun diseksiyonu uygulanır. Amaç hiç kanser hücresi bırakmayacak şekilde tiroid ve çevre dokunun alınmasıdır. Ama anaplastik kanserin yayılma şeklinden dolayı zordur veya imkansızdır.

Tedavide radyoterapi tek başına veya kemoterapiyle beraber uygulanılabilir. Ameliyat öncesi tümör küçültülmek veya ameliyat sonrası kanserin nüksünü önlemek için yapılabilir. Çok yaygın olduğu için ameliyatla alınamayan tümörlerde uygulanmaktadır.

Hastada kanser nefes darlığına yol açıyorsa boynun ön kısmına bir delik açılarak (trakeostomi) nefes alması sağlanabilir.

Kanser uzak bölgelere yayılım yaptıysa kemoterapi kullanılabilir. Kemoterapi bazen tek başına bazen de radyoterapi ile birlikte uygulanır. Kanser tedavisi zor olduğundan dolayı varsa eğer klinik deneylerde yer almak tedavi alternatifidir.